GEBELİK DÖNEMİNDE BESLENME
- Şeyda Gül DURSUN
- 28 Oca 2024
- 5 dakikada okunur
Gebelik, bir kadının yaşamında beslenmenin en önemli olduğu evrelerden biridir. Gebelikte annenin sağlıklı beslenmesi fetüsün büyüme ve gelişmesi ile doğrudan ilgili olduğu gibi bu süreçte annenin sağlığının korunması ve doğum sonrası dönemde süt verimini de etkilemesi bakımından önemli bir faktörü oluşturmaktadır. Gebelik döneminde annenin beslenmesi, gebelik öncesi ağırlığı ve gebelik sırasında ağırlık kazanımı, fetüsün gelişimi ve bebeğin sağlıklı doğumu için birçok faktör bulunmaktadır. Annenin yaşının küçük veya büyük olması, gebelik sayısı, son iki gebelik arası geçen süre, annede var olan kronik hastalıklar, kullanılan ilaçlar, sigara ve alkol tüketimi, radyasyona maruz kalma, eğitim yetersizliği bu faktörlerin bir kısmını oluşturmaktadır.
Sağlıklı beslenme; anne sağlığını en iyi düzeye taşırken, doğumsal anomalileri de azalmaktadır. Aynı zamanda bu dönemde sağlıklı beslenme annenin ileride yaşayabileceği kronik hastalıkları da önleyebilmektedir. Gebelerin; fizyolojik gereksinimlerini karşılamak, besin öğesi depolarını dengede tutmak, fetüsün normal büyüme ve gelişimini sağlamak için kişiye özgü diyet bu dönemde beslenmenin ilkelerini oluşturan faktörlerdendir.
Gebelikte İdeal Ağırlık Kazanımı
Gebelik üç döneme ayrılır ve bu dönemlerin her biri trimester olarak adlandırılır. Bu üç dönemin ilki olan 1. Trimester ilk üç ayı, 2. Trimester ikinci üç ayı, 3. Trimester ise son üç ayı oluşturmaktadır. Gebe kadınların ağırlık kazanımları her trimesterde farklıdır. Buna göre ağırlık kzanımları 1. Trimester için 1-3 kg, 2. Trimester için 4-5 kg, 3. Trimester için ise 5-7 kg olarak belirtilir. Gebelerin her ayı için ortalama 1-1.5 kg ağırlık kazanımının gebelik sürecini sağlıklı bir şekilde tamamlayabilmek için yeterlidir. Bu veriler 10-19 yaş grubu yani adölesan gebeler için farklılık gösterir. Çünkü adölesan gebeliklerde, anne yaşı genç olduğu için anne hem kendi hem de bebeğinin büyümesini sağlamak amacıyla besin ögeleri depolarını dengede tutmalıdır.
Gebe bir kadının bu süreç boyunca kazanması gereken ağırlık, gebeliğin başındaki BKİ ile de ilişkilidir. Gebelik öncesi ağırlığa göre önerilen ağırlık kazanımları aşağıdaki gibi önerilmektedir;
· Gebelik öncesi ağırlığı düşük olan kadınlar: 13-16,5 kg
· Gebelik öncesi ağırlığı normal olan kadınlar: 10-14 kg
· Gebelik öncesi ağırlığı fazla olan kadınlar: 7,5-12,5 kg
· Gebelik öncesi obez olan kadınlar: 6-10 kg
Gebelikte Enerji ve Besin Ögesi Gereksinimi
Enerji Gereksinimi
İnsan vücudunda 1 gram doku yapımı için yaklaşık 7 kkal enerjiye ihtiyaç vardır. DSÖ verilerine göre gebe bir kadının ortalama 12,5 kg’lık bir ağırlık kazandığı ve bunun içinde 80.000 kkal enerjiye ihtiyacı olduğu bildirilmektedir. Bu verilere göre gebe bir kadına günlük ortalama 300 kkal ek enerji verilmesi gerektiğini gösterir. Gebelik dönemindeki bu ek enerji artışları kadının gebelik öncesi ağırlığı ile de doğrudan ilişkilidir. Gebelik öncesi olması gerekenin altında ağırlığa sahip olan kadınlarda gebeliğin ilk üç ayı yani 1. Trimester döneminde 250 kkal, sonraki aylar 300 kkal’lik enerji artışı; gebelik öncesi ağırlığı normal sınırlarda olan kadınlarda gebeliğin 1. Trimester döneminde 150 kkal, sonraki aylar 300 kkal’lik enerji artışı yeterli sayılmaktadır. Gebelik öncesi ağırlığı olması gerekenin üzerinde ağırlığa sahip olan kadınlarda ise gebeliğin 1. Trimester döneminde ek enerji artışına gerek duyulmazken sonraki aylar için 300 kkal enerji artışı gerekmektedir.
Gebelerde total enerji gereksinimi için gebe kadının gebelik öncesi ağırlığı, yaşı, bazal metabolizma hızı, aktivite düzeyi ve varsa büyüme ve gelişme süreci dikkate alınmalıdır.
Protein Gereksinimi
Gebelik süresince annenin, fetüsün sağlıklı bir şekilde büyüme ve gelişmesinin sağlanması için gerekli ihtiyacı karşılamasına ek olarak fetüsü taşıyabilmek için güç kazanması adına yeterli düzeyde protein tüketmesi gerekir. Sağlıklı fetal gelişim, maternal doku sentezinin desteklenmesi, amniyotik sıvı oluşumu ve özellikle 3. trimesterde fetal büyüme ve gelişmenin sağlanması için gebelikte proteine olan ihtiyaç artar. Bu dönemde gebe bir kadının diyetinde enerjinin %12-20’si proteinlerden sağlanmalıdır.
Karbonhidrat Gereksinimi
Gebelikte fetüsün hızlı bir şekilde büyümesi, anne vücudunda glikoz formunda bulunan bol miktarda enerjinin her an fetüs tarafından kullanılmasını gerektirir. Bu nedenle gebe diyetinde karbonhidrattan gelen enerji total enerjinin %50-60’ını karşılamalıdır. Beslenmede karbonhidrat tüketimi kadar tüketilen karbonhidratın türü de önemlidir. Glisemik indeksi yüksek karbonhidrat türlerinden oluşan besin tüketiminin fazla olmaması özellikle gebeliğin son trimesterinde artan insülin direncini önelmek için düşük glisemik indeksli karbonhidrat türlerine (tahıllar, tam buğday ekmeği, bulgur, kurubaklagiller, düşük Gİ’li sebze ve meyveler) ağırlık verilmesi gerekmektedir. Kompleks bir karbonhidrat türü olan posanında gebelikte özellikle 3. trimesterde hormonal değişiklikler ve fiziksel aktivitenin azalması ile birlikte görülen konstipasyonun önlenmesi ve normal bağırsak sağlığı için de yeterli miktarda tüketilmesine dikkat edilmelidir.
Yağ Gereksinimi
Lipidler fetüste hücre membranlarının ve hormonların oluşmasını sağlayarak özellikle doğum öncesinde ve bebeğin hayatının ilk yıllarında göz sağlığı ve beyin gelişimi için gereklidir. Gebe sağlığı vesağlıklı fetüs gelişimi için diyette yağlardan gelen enerji total enerjinin %25-30’unu karşılamalıdır. Bu gebelik süresince artan enerji ve elzem yağ asitleri gereksiniminin karşılanmasında yetersiz kalınmaması için düşük yağlı diyetler uygulanmamalıdır. Diyetin doymuş yağ asidi içeriği sağlıklı beslenmede olduğu gibi düşük olmalı tekli ve çoklu doymamış yağ asitlerine ağırlık verilmelidir. Gebe diyetinin çoklu doymamış yağ asitlerinden zengin olması, özellikle dokosahekzaenoik asidin (DHA) diyette yer alması beyin ve inir gelişiminde etkin rol oynar. Gebe kadınların n-3 yağ asitleri gereksinimlerini karşılayabilmeleri için haftada en az 2 defa balık tüketmeleri gerekmektedir.
Mikro Besin Ögesi Gereksinmeleri
A vitamini; büyüme ve gelişme, görme, protein sentezi ve hücre farklılaşmasındaki rolleri nedeniyle fetal gelişim süresince önem taşır.
D vitamini; optimal kemik sağlığı ve diş oluşumu için gerekli olduğundan fetal gelişim süresince annenin yeterli düzeyde alımı önemlidir.
Gebelik süresince E ve K vitamini gereksinimlerinde bir artış olmayıp, artan enerji ihtiyacına bağlı olarak tiamin (B1), riboflavin (B2), ve niasine (B3) olan gereksinim artar.
Merkezi sinir sisteminin normal çalışmasında, plazma homosistein düzeyinin artmasında, kalbin çalışmasında rol oynayan, aynı zamanda protein metabolizması ile ilişkisi olduğundan dolayı artan protein gereksinimine paralel olarak B6 vitaminin gereksinimi de artış gösterir.
Gebe kadınlarda yeterli düzeyde alınması gereken B grubu vitaminlerinden en önemlisi folik asittir. Yapılan bazı araştırmalar gebelik döneminde yeterli düzeyde folik asit alınamadığı durumlarda preterm doğumlar ve megaloblastik anemilerin ortaya çıktığını göstermiştir. Nörotransmitterlerin üretiminde kullanılan folat hücrelerde DNA sentezindeki temel rolü nedeniyle özellikle gebeliğin erken dönemlerinde önemlidir. Bebeğin embriyonik ve fetüs evrelerinde sinir hücrelerinin gelişimini sağladığı için Nöral Tüp Defektinin (NTD) önlenmesinde önemli bir rol oynamaktadır.
Folik asidin vücutta kullanılmasını sağlamak, demir emilimini artırmak ve preeklampsi riskini azaltmak için gebelik döneminde C vitamini alım düzeylerine dikkat etmek gerekir.
Gebelikte kalsiyum (Ca) gereksinimi, amternal kalsiyum homeostazı ve kemik dansitesinin korunması, büyüyen fetüsün gereksinimlerinin karşılanması nedeniyle artmaktadır.
Demir (Fe), fetal büyüme ve gelişme için hayati önem taşır. Demir fetal ve erken çocukluk gelişim sürecinde sağlıklı nörogelişim için gereklidir. Gebelikte annenin kan hacminin artması ve fetüsün normal gelişimini sağlayabilmesi için demire ihtiyacı vardır. Gebelikte diyetle karşılanmayan ve mutlaka ek suplement olarak verilmesi gereken tek mineral demirdir. Demir alımı özellikle ikinci ve üçüncü trimesterde daha da önem kazanır ve son trimesterde ise fetüs erken bebeklik döneminde kullanmak üzere demir depolamaya başlar.
Gebeliğin ilk trimesterinde yeterli düzeyde çinko alımı fetüsün organ oluşumu ve immün sistem gelişiminde rol alması nedeniyle son derece önemlidir.
Sıvı Gereksinimi
Gebelikte maternal ve fetal doku yapımı ve gelişimi nedeniyle sıvı gereksinmesi artmaktadır. İkinci trimesterden başlayarak hızla artan maternal kan hacmi, ekstrasellüler sıvı hacmi ve fetal çevrenin oluşumu (amniyotik sıvı) gereksinimi artıran başlıca nedenlerdendir. Sıvı gereksinimi başta su olmak üzere, besin değeri yüksek olan süt, ayran, kefir, taze sıkılmış meyve suları gibi sıvılardan karşılanmalıdır. Günlük en az 8-10 bardak (2 litre) kadar su tüketmeleri gerekmektedir
Comments